Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), “Merkezin Güncesi” blogunda yayımladığı yeni analizde, hanehalkı enflasyon beklentilerindeki değişimlerin hizmet enflasyonu üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele aldı. TCMB uzmanları Ahmet Duhan Yassa ve Barbaros Eriş’in hazırladığı bu kapsamlı çalışma, enflasyonla mücadelede hanehalkı beklentilerinin kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Hanehalkı Enflasyon Beklentileri Nasıl Şekilleniyor?
Analizde, gerçekleşen enflasyon ile hanehalkı enflasyon beklentileri arasındaki çift yönlü ilişkinin altı çiziliyor. Özellikle gıda ve akaryakıt gibi temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışlarının, hanehalkının enflasyon beklentilerini yukarı çektiği belirtiliyor. Bu durum, hanehalkının tüketim eğilimlerini artırarak talep yönlü bir baskı yaratmakla kalmıyor; aynı zamanda arz kaynaklı etkiler de ortaya çıkıyor.
Hanehalkının, tüketici sepetinde yer alan hizmetleri doğrudan sağlayarak fiyatları belirlemesi, bu ilişkinin arz yönlü boyutunu güçlendiren bir faktör. Örneğin, ev içi temizlik hizmetleri veya berberlik gibi sektörlerde çalışan bireylerin sunduğu hizmetler, genel enflasyon oranlarını etkileyebiliyor.
Hanehalkının Hizmet Enflasyonu Üzerindeki Etkisi
2020 Ocak-2024 Kasım dönemini kapsayan analizde, hanehalkının sunduğu hizmetlerdeki fiyat artışlarının, genel Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve hizmet-TÜFE endeksine oranla daha yüksek olduğu görülüyor. Verilere göre, bu hizmetlerdeki fiyat artışı genel TÜFE’ye kıyasla %21, hizmet-TÜFE’ye kıyasla ise %11 daha fazla gerçekleşmiş durumda.
Araştırma, bu fiyat artışlarının hanehalkı enflasyon beklentileriyle yakından ilişkili olduğunu vurguluyor. Özellikle hanehalkının enflasyon beklentilerindeki bozulma, doğrudan sundukları hizmetlerin fiyatlarına yansıyor ve bu da hizmet enflasyonundaki katılığın temel nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Ekonometrik Bulgular ve Dezenflasyon Sürecine Etkiler
TCMB’nin analizinde, ekonometrik testlerin sonuçlarına da yer verildi. Hanehalkı ile piyasa enflasyon beklentileri arasındaki farkın %10 artması durumunda, bu kesimin sunduğu hizmetlerde bir sonraki ay 42 baz puanlık bir enflasyon artışı yaşandığı gözlemleniyor. Ücret artış dönemleri dışarıda bırakıldığında bile bu etkinin devam ettiği ve aylık 24 baz puanlık bir artışa yol açtığı belirtiliyor.
Dezenflasyon Sürecine Çift Yönlü Destek
Analiz sonuçlarına göre, son dönemde hanehalkı enflasyon beklentilerindeki iyileşme, dezenflasyon sürecine sadece talep yönlü değil, arz yönlü olarak da katkı sağlıyor. Hanehalkının beklentilerindeki iyileşme, özellikle sundukları hizmet fiyatlarındaki katılığı azaltarak genel fiyat istikrarına destek sunuyor.
Sonuç olarak, bu bulgular, hanehalkı enflasyon beklentilerinin iyileştirilmesinin, hem talep hem de arz tarafında sürdürülebilir bir dezenflasyon süreci için büyük önem taşıdığını gösteriyor. TCMB’nin bu analizinden çıkan ders, enflasyon beklentilerini kontrol altına almanın makroekonomik istikrar için kritik bir adım olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.